Fizikçiler yeni bir çalışma ile, belirli koşullar altında iki karadelik arasında oluşturulan solucan deliğinden mesaj geçebileceğini ortaya koydular. Fakat ne yazık ki, ancak küçük bir miktarda bilgi iletilebiliyor.
Witwatersrand Üniversitesi’nde araştırmacı olan Sam van Leuven Live Science‘e konu ile ilgili şu ifadeleri kullandı:
“Özel düzeneğimizde, solucan deliğinden gönderebileceğiniz bir veya iki qubit veya bir kaç bit bilgi ile hayal kırıklığı yaratan sonuçlar bulduk.”
Eğer bir karadelik içine bir şey gönderirseniz, karadelik merkezinde, tekillik denilen bir olguda hapsolur. Burası sonsuz derecede yoğun bir noktadır ve bu noktadan asla önceki yaşama geri dönülemiyor. Çünkü sonsuz derecede etki eden bir kütleçekimine sahiptir. Fakat bir karadelik bir solucan deliğinden başka bir karadeliğe bağlandıysa durum biraz farklı. Aynı zamanda mesajın yörüngesi de doğruysa, mesaj teorik olarak alternatif bir evrende var olabiliyor.
Bunun gerçekleşmesi için iki tip evren ve onları bağlayan karadeliğin belirli bir fizik ve geometriye sahip olması gerekiyor. Bu geometri ise negatif eğriliği olan bir evren.
Peki nedir bu negatif eğriliği olan evren?
Teorik olarak 3 tip evren modeli öngörülüyor. Bunlardan ilki eğriliğe sahip olmayan Öklid Evrenidir. Yani geometrik olarak ilişkilendirmek isterseniz evreni dümdüz bir masa gibi düşünebilirsiniz. Böyle bir evrende 2 kişi birbirine paralel yürürlerse, aralarındaki mesafe hep aynı kalır. 2. tip evren pozitif eğriliğe sahip olan evrendir. Bu evren tipini dünyamıza benzetebilirsiniz. Ekvatorda bulunan 2 kişi kutuplara doğru birbirine paralel yürümek isterse, kutup noktasına doğru birbirine yaklaşarak aynı noktada buluşacaktır. Yani bu demek oluyor ki küresel yüzeylerde paralellik aksiyomu geçerli değil. Bir de 3. tip evren var. Bu evren tipi negatif eğriliğe sahip evrendir. Bu tipte ise 2 kişi birbirine paralel yürümek isterken, aslında birbirinden uzaklaşırlar. Genelde bu evreni betimlemek için eyer şekli örnek olarak gösterilir.
Karadelik ile gönderilen mesaj karadeliği küçültüyor
Bilim insanları teorik olarak, belirli bir düzenekte bilginin solucan deliklerinden geçmesine izin verdiğini biliyorlardı. Bu şekilde de ne kadar bilginin iletilebileceğine dönük tahminlerde bulundular.
Cambridge Üniversitesinde Uygulamalı Matematik ve Teorik Fizik Anabilim Dalı araştırmacılarından Aron Wall
“Şimdi bu sürecin kuantum ışınlanmasına benzer olduğunu biliyoruz. Ancak ne kadar bilgi gönderilebileceği konusunda kısıtlamalar bulunuyor” diyor.
Kuantum ışınlama kuantum dolaşıklık adı verilen bir olgu neticesinde bilginin uzun mesafelere iletilmesidir.
Yeni araştırma sırasında Van Leuven ve meslektaşları, Albert Einstein’ın genel görelilik teorisi tarafından tarif edilen olguları kullandı. Böylece uzay-zaman geometrisi kullanılarak solucan deliğini incelediler. Senaryoyu tarif etmek için kullanılan matematik, basitlik için iki boyutlu bir evrende yapıldı. Fakat bu durum kuramsal olarak bulunduğumuz evren için de geçerli olduğu varsayılıyor.
Sonuçlar, diğer yöntemlere göre daha az olacak şekilde solucan deliğinden bir anda yalnızca birkaç bit bilginin geçilebileceğini gösterdi. Ayrıca solucan deliğinden mesaj göndermenin karadeliklerde değişiklik yaratacağı tespit edildi. Bu durumda mesajın gönderildiği karadelik kütle olarak artmaktadır. Mesajı alan karadelik ise her bir mesaj gönderildiğinde kütle olarak azalmaya uğrayacaktır. İlk mesajda, alıcı karadelik kütlesinin yaklaşık olarak % 30’unu kaybeder. Sonraki mesajlarda ise karadelik gittikçe kaybolur. Ek olarak, takip eden her mesajın boyutu azalır, böylece mesaj en sonunda hiçbir bilgi taşıyamaz hale gelir.
Van Leuven ve diğer çalışma arkadaşı bilim insanları, daha fazla bilginin aktarılmasına izin verebilecek kendi evrenimizinkilere benzer veya farklı olan çok çeşitli düzenek ve kuralları incelemeye devam ediyor. Henüz, bu tür solucan delikleri ve bağlantılı karadelikler tamamen teorik olarak düşünülüyor. Ancak bilim insanları bir tür ileri uygarlık tarafından yaratılmasının veya manipüle edilmesinin tamamen imkansız olmadığını düşünüyorlar.
Van Leuven, Live Science‘a “Daha fazla bilginin iletilmesine olanak tanıyacak kurguların genelleştirmelerini bulmaya çalışıyoruz, ancak bu devam eden bir çalışma” ifadelerini kullandı. “Ama bunun için her zaman bir sınır olacak. Solucan deliğini tahrip etmeden gönderebileceğiniz sonsuz miktarda bilgi mümkün değil.” diye de ekliyor.
Çalışma, 29 Temmuz 2019 tarihinde arXiv‘de çevrimiçi olarak yayımlandı ve Yüksek Enerji Fiziği Dergisi’ne gönderildi.
Kasım 2018’de Solucan Deliği’nin şeklini belirlemişlerdi
Teorik olarak uzay-zamandaki uzak noktaları birbirine bağlayabilen esnek ağ geçidine solucan deliği denir ve solucan deliği şekli de geçtiğimiz Kasım ayına kadar tam olarak ortaya koyulmamıştı. Solucan delikleri genellikle dar bir tünel ile birbirine bağlı yerçekimi kuyuları olarak gösterilmektedir. Fakat kesin şekli bilinmemektedir.
Teoride, solucan deliği veya uzay-zaman boyunca dört boyutlu geçitler şu şekilde tariflenmektedir: bir uçta kara deliğin çekimi diğer tarafında ise çekilen cisimlerin emildiği “beyaz delik”. Bilim insanları evrendeki kara deliklerin delillerini bulmalarına rağmen henüz beyaz deliklere rastlamadılar.
Ancak, geçtiğimiz Kasım ayında Rusya’dan bir fizikçi, nesnelerin ışık ve yerçekimini etkileme tarzına bağlı olarak, simetrik solucan deliği şekli belirlemek için bir metot geliştirmişti.
Bu konudaki haberimizin devamını okumak için tıklayınız.